kendi kendini - Turkish English Dictionary

kendi kendini

Meanings of "kendi kendini" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
kendi kendini oneself pron.

Meanings of "kendi kendini" with other terms in English Turkish Dictionary : 429 result(s)

Turkish English
General
kendi kendini inceleme self-examination n.
We are not content with self-examination.
Kendi kendimizi incelemekle yetinmiyoruz.

More Sentences
kendi kendini yetiştirmiş self-educated adj.
Tom is a self-educated man.
Tom kendi kendini yetiştirmiş bir insandır.

More Sentences
kendi kendini eğitmiş self-taught adj.
Tom said he's entirely self-taught.
Tom tamamen kendi kendini eğittiğini söyledi.

More Sentences
kendi kendini düzenleyen self-regulating adj.
I am in favour of making self-regulating information accessible on the web.
Ben kendi kendini düzenleyen bilgilerin web üzerinden erişilebilir hale getirilmesinden yanayım.

More Sentences
kendi kendini yetiştirmiş self-made adj.
He is a self-made entrepreneur.
Adam, kendi kendini yetiştirmiş bir girişimci.

More Sentences
kendi kendini geliştirme selfimprovement n.
kendi kendini idare etme self government n.
kendi kendini yönetme self direction n.
kendi kendini temizleme self grooming n.
kendi kendini düzeltme self betterment n.
kendi kendini geliştirme self improvement n.
kendi kendini aldatma self deceit n.
kendi kendini doğrulayan self verification n.
kendi kendini savunma self assertion n.
kendi kendini kınama self condemnation n.
kendi kendini suçlama self accusation n.
kendi kendini tayin etme self appointment n.
kendi kendini şımartma self indulgence n.
kendi kendini değerlendirme self assessment n.
kendi kendini ifade etme self relation n.
kendi kendini aldatma self deception n.
kendi kendini telkin etme autosuggestion n.
kendi kendini suçlama self incrimination n.
kendi kendini yetiştirme self education n.
kendi kendini şekillendirme autoshaping n.
kendi kendini tozlama self pollination n.
kendi kendini yetiştirmiş adam self made man n.
kendi kendini tatmin masturbation n.
kendi kendini iyileştirme self betterment n.
kendi kendini iyileştirme self healing n.
kendi kendini seçme self-selection n.
kendi kendini övme self-approbation n.
kendi kendini değerlendirme self-assessment n.
kendi kendini yönlendirebilme self-leadership n.
kendi kendini analiz etme self-analysis n.
kendi kendini cezalandırma self-accusation n.
kendi kendini uyaran self-stimulation n.
kendi kendini geliştirme self-advancement n.
kendi kendini kontrol self-test n.
kendi kendini iyileştirme self-betterment n.
kendi kendini memnun etme self-satisfaction n.
kişinin kendi kendini itham etmesi self-indictment n.
kendi kendini beğenme self-admiration n.
kendi kendini tayin etme self-appointment n.
bireyin kendi kendini geliştirmesi self-guided improvement n.
kendi kendini telkin self-suggestion n.
kendi kendini yok etme self-destruction n.
kendi kendini denetleme self-assessment n.
kendi kendini onaylama self-approbation n.
kendi kendini hipnoz etme self-hypnosis n.
kendi kendini gerçekleştirme self-fulfillment n.
kendi kendini yenileme self-perpetuation n.
kendi kendini düzenleyen self-regulation n.
kendi kendini düzeltme self-betterment n.
kendi kendini onaylama self-authentication n.
kendi kendini suçlama self-accusation n.
kendi kendini yönetme self-governance n.
kendi kendini organize etme self-organization n.
kendi kendini tozlama self-pollination n.
kendi kendini yok etme self destruct n.
kendi kendini yok etme autodestruction n.
kendi kendini yetiştirmiş insan self made man n.
kendi kendini sakatlama self mutilation n.
kendi kendini sakatlama deliberate injury to one's own body n.
kendi kendini geliştirme self-improvement n.
kendi kendini gerçekleştiren kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendi kendini kandırma self-delusion n.
kendi kendini onaylama self-approval n.
kendi kendini cezalandırma self mortification n.
kendi kendini kanıtlayan önerme petitio principii n.
kendi kendini kanıtlayan önerme begging the question n.
kendi kendini doğrulama/onaylama self validation n.
kendi kendini hipnoz etme autohypnosis n.
kendi kendini yetiştirmiş kimse autodidact n.
kendi kendini yetiştirme auto training n.
kendi kendini toksinleme autointoxication n.
kendi kendini organize etme self-organisation n.
kendi kendini gerçekleştirme self-fulfilment n.
kendi kendini kurtarma/tahliye self-evacuation n.
bireyin kendi eksik yönlerinin farkında olması ve kendini küçük görmesi self-deprecation n.
kendi kendini güçlendiren self-reinforcing n.
kendi kendini tanıma yönlendirme ya da kendi yolunu çizme self-authorship n.
kendi kendini tanımlama self-definition n.
kendi kendini yeme self-cannibalisation n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalisation n.
kendi kendini yiyerek beslenme self-cannibalization n.
kendi kendini yeme self-cannibalization n.
göz merceğinin mesafeye göre kendi kendini ayarlaması accommodation n.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu erotic asphyxiation n.
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması self-laceration n.
kendi kendini ölçme autometry n.
atlantik okyanusunda kendi kendini yöneten bir ingiliz kolonisi bermuda n.
otomatik dolumlu sobada olduğu gibi, ateşi kendi kendini besleyen bir yakıt haznesine sahip ocak magazine stove n.
suya bakarak kendi kendini hipnoz etme lecanoscopy n.
kendi kendini analiz etme heart-searching n.
kendi kendini yöneten devlet commonalty [obsolete] n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway human transporter® n.
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı segway ht® n.
kendi kendini memnun etme self-content n.
kendi kendini tiye alma self-mockery n.
kendi kendini taklit etme self-parody n.
kendi kendini itme self-repellency n.
kendi kendini uzaklaştırma self-repellency n.
kendi kendini yemek eat one's heart out for v.
kendi kendini yemek eat one's heart out v.
kendi kendini geçindirmek be on one's own v.
kendi kendini yemek fret v.
kendi kendini baltalamak paint oneself into a corner v.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak paint oneself into a corner v.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu asphyxiophilia v.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu breath control play v.
kendi kendini değerlendirmek self-evaluate v.
kendi kendini imha etmek self-destruct v.
kendi kendini denetlemek self-evaluate v.
kendi kendini yiyerek beslenmek self-cannibalize v.
kendi kendini yemek self-cannibalize v.
kendi kendini yiyerek beslenmek self-cannibalise v.
kendi kendini yemek self-cannibalise v.
kendi kendini ilerletmek betake v.
kendi kendini harekete geçirmek betake v.
kendi kendini götürmek betake v.
(hayvan) kendi kendini veya başka bir hayvanı temizlemek groom v.
kendi kendini imha etmek implode v.
kendi kendini düzeltmek self-correct v.
(kuş) kendi kendini temizlemek preen v.
kendi kendini savunan self asserting adj.
kendi kendini idare eden self directed adj.
kendi kendini idare eden autonomous adj.
kendi kendini finanse eden self financing adj.
kendi kendini engelleyen self defeating adj.
kendi kendini idare eden self sufficient adj.
kendi kendini yalanlayan self denying adj.
kendi kendini tayin etmiş self appointed adj.
kendi kendini ifade edebilen self expressive adj.
kendi kendini yöneten (ülke) self governing adj.
kendi kendini yaşatan autopoietic adj.
kendi kendini tayin etmiş self-appointed adj.
kendi kendini finanse eden self-financing adj.
kendi kendini yapılandırmış self-made adj.
kendi kendini suçlayıcı self-accusatory adj.
kendi kendini engelleyen self-defeating adj.
kendi kendini geçindiren self-sustaining adj.
kendi kendini yöneten self-governing adj.
kendi kendini yenileyebilen self-perpetuating adj.
kendi kendini ısıtan self-heating adj.
kendi kendini destekleyen self-promoting adj.
kendi kendini motive eden self-motivated adj.
kendi kendini idare eden self-sufficient adj.
kendi kendini maruz bırakan self-imposed adj.
kendi kendini organize eden self-organizing adj.
kendi kendini suçlayan self-accusatory adj.
kendi kendini üreten self-producing adj.
kendi kendini kontrol eden self checking adj.
kendi kendini yöneten self-administered adj.
kendi kendini sınırlayan self-limiting adj.
kendi kendini kısıtlayan self-limiting adj.
kendi kendini eleştirebilen self-critical adj.
kendi kendini ödüllendiren self-awarding adj.
kendi kendini ödüllendirme self-awarding adj.
kendi kendini konumlandıran self-positioning adj.
kendi kendini iyileştiren self-healing adj.
kendi kendini organize eden self-organising adj.
kendi kendini yöneten self-directed adj.
kendi kendini finanse eden self-funded adj.
kendi kendini şişiren self-inflating adj.
kendi kendini aldatan self-deceiving adj.
kendi kendini kandıran self-deceiving adj.
kendi kendini yetkilendirmiş/atamış self-ordained adj.
kendi kendini sürgün eden self-exiled adj.
kendi kendini kutlayan self-congratulatory adj.
kendi kendini sürdürebilir self-sustainable adj.
kendi kendini zehirleyen autotoxic adj.
kendi kendini sürdüren bootstrap adj.
kendi kendini baltalayıcı self-defeating adj.
kendi kendini baltalayan self-defeating adj.
kendi kendini yetiştirmiş primitive adj.
kendi kendini yargılayan self-convicted adj.
kendi kendini düzenleyen self-governed adj.
kendi kendini maruz bırakan self-inflicted adj.
kendi kendini eğiten self-instructed adj.
kendi kendini taklit eden self-parodying adj.
kendi kendini ilerleten self-propelling adj.
kendi kendini yürüten self-propelling adj.
kendi kendini yöneten self-regulating adj.
kendi kendini düzenleyen self-regulative adj.
kendi kendini düzenleyen self-regulatory adj.
kendi kendini iten self-repelling adj.
kendi kendini püskürten self-repelling adj.
kendi kendini iten self-repulsive adj.
kendi kendini püskürten self-repulsive adj.
kendi kendini tekrarlar şekilde recursively adv.
kendi kendini idare ederek autonomously adv.
(cinsiyetsiz kullanımda) kendi/kendini themselves pron.
kendi kendini düzenleyen anlamı veren ön ek automat- pref.
Phrasals
kendi kendini davet etmek intrude oneself into v.
kendi kendini dertlendirmek worry oneself about v.
kendi kendini üzmek worry oneself about v.
(bir şeye) kendi kendini davet ettirmek invite (someone or oneself) to (something) v.
(kendi kendini) telkin etmek say to (oneself) v.
kendi kendini idare etmek scratch for (oneself) v.
(kendi kendini bir şeyden) caydırmak/vazgeçirmek talk (oneself) out of (something) v.
(kendi kendini bir şeyden) uzaklaştırmak talk (oneself) out of (something) v.
Proverb
kendi kendini övmenin (hiçbir) değeri/yararı yoktur self-praise is no recommendation (at all)
kendi kendini övmenin (hiçbir) anlamı yoktur self-praise is no recommendation (at all)
kendi kendini övmek kişiye (hiçbir) fayda sağlamaz self-praise is no recommendation (at all)
kendi kendini övmek kişiyi başkalarının gözünde küçültür self-praise is no recommendation (at all)
Colloquial
kendi kendini yiyerek/bitirerek (one's) heart out expr.
(bir şey) kendi kendini (bir şey) yapmayacak (something) is not going to (do something) itself expr.
Idioms
sadece kendini ve kendi sorunlarını düşünme navel-contemplation n.
sadece kendini ve kendi sorunlarını düşünme navel-gazing n.
kendi kendini zayıflatan ekip circular firing squad n.
kendi kendini yemek agonize (oneself) over v.
kendi kendini yemek agonize (oneself) over someone or something v.
kendi kendini kutlamak congratulate oneself on v.
kendi kendini üzmek work oneself up v.
kendi kendini yiyip bitirmek be consumed with something v.
kendi kendini yakmak burn one's bridges in front of one v.
(kendi kendini) tuzağa düşürmek box (oneself) into a corner v.
(kendi kendini) baltalamak box (oneself) into a corner v.
kendi kendini zor duruma düşürmek bite (one's) nose off to spite (one's) face v.
kendi kendini yaralamak do somebody/yourself an injury v.
kendi kendini incitmek do somebody/yourself an injury v.
kendi kendini sıkıntıya sokmak dig yourself into a hole v.
kendi kendini dara sokmak dig yourself into a hole v.
kendi kendini sıkıntıya sokmak dig a hole for yourself v.
kendi kendini dara sokmak dig a hole for yourself v.
(kendi kendini) köşeye sıkıştırmak box (oneself) into a corner v.
kendi kendini alt etmek outsmart oneself v.
kendi kendini bitirmek be hoist with one's own petard v.
kendi kendini bitirmek be hoist/hoisted by/with your own petard [uk] v.
kendi kendini baltalamak be your own worst enemy v.
kendi kendini zora sokmak be your own worst enemy v.
(biri/bir şey için) kendi kendini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
kendi kendini yemek eat heart out v.
kendi kendini bitirmek hoist by one's own petard v.
kendi kendini bitirmek hoist with one's own petard v.
kendi kendini baltalamak paint yourself into a corner v.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak paint yourself into a corner v.
kendi kendini baltalamak box yourself into a corner v.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak box yourself into a corner v.
kendi kendini toparlamak pull (oneself) up by the bootstraps v.
kendi kendini toparlamak pull oneself up by bootstraps v.
kendi kendini endişelendirmek/kaygılandırmak tie yourself in knots v.
kendi kendini endişelendirmek/kaygılandırmak tie yourself up in knots v.
kendi kendini yetiştirmiş risen from the ranks adj.
kendi kendini yetiştirmiş risen through the ranks adj.
kendi kendini yaktı/yakacak the laugh is on (one) expr.
Trade/Economic
getirdiği kazançlarla kendi kendini ödeyen kredi self liquidating loan n.
kendi kendini düzenleyen piyasa self-regulating market n.
kendi kendini yöneten gruplar self-managing teams n.
kendi kendini yönetme self-determination n.
kendi kendini denetim self-regulation n.
kendi kendini sigorta etme self-insurance n.
kendi kendini yönetim self-management n.
kendi kendini finanse etme self financing n.
kendi-kendini tasfiye self-liquidating n.
kendi kendini finanse etme self-financing n.
kendi kendini tasfiye eden prim self-liquidating premium n.
kendi kendini sigorta fonu self-insurance fund n.
kendi kendini otomatik olarak yenileyen sözleşme rolling contract n.
kendi kendini değerlendirme self-appraisal n.
kendi kendini ödeyen borç self-liquidating loan n.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance n.
kendi kendini finanse etmek self-finance v.
kendi kendini dengeleyen self balancing adj.
kendi kendini finanse eden self financing adj.
kendi kendini tamamlayan self-contained adj.
kendi kendini itfa eden self-liquidating adj.
kendi kendini dengeleyen self-balancing adj.
kendi kendini sevk esasına göre on self consignment basis expr.
Law
kendi kendini sınırlama auto-limitation n.
kendi kendini yönetemeyen ülke non-self-governing territory n.
kendi kendini savunma self-protection n.
kendi kendini savunma hakkı right of self defence n.
kendi kendini öldürme self murder n.
kendi kendini yaralama self mutilation n.
kendi kendini savunma hakkı right of self defense n.
kendi kendini savunma self defence n.
kendi kendini yaralama self inflicted injury n.
kendi kendini savunma self-defence n.
kendi kendini itham etmeme ayrıcalığı (susma hakkı) privilege against self-incrimination n.
kendi kendini savunma self-defense n.
kendi kendini yaralama self-harm n.
kendi kendini itham etmeme ayrıcalığı (susma hakkı) freedom from self-incrimination n.
kendi kendini yaralama self-injury n.
kendi kendini suçlama self incrimination n.
Politics
bir milletin kendi kendini idare hakkı autonomy n.
bir milletin kendi kendini yönetmesi self-government n.
bir milletin kendi kendini yönetmesi self determination n.
bir milletin kendi kendini yönetmesi self-rule n.
halkın kendi kendini yönetmesi self government n.
kendi kendini idare self-government n.
kendi kendini idare self-rule n.
kendi kendini yöneten toplum self-regulating society n.
kendi kendini idare self determination n.
kendi kendini yönetme hakkı right of self-government n.
kendi kendini yönetemeyen ülkeler non self governing countries n.
(bazı abd eyaletlerinde) kendi kendini yöneten şehir borough n.
(abd'de) erkeklere oy hakkı veren ve kendi kendini yönetmeyi sağlayan ilk yazılı anayasa orders of connecticut n.
kendi kendini yönetemeyen non-self-governing adj.
Tourism
bir tesisin kendi kendini döviz bazında geri ödemesi currency self repayment n.
Technical
kendi kendini onaran tipte self-healing type n.
kendi kendini ikazlama self-excitation n.
kendi kendini onarma ve dayanım deneyi self-healing test and endurance test n.
kendi kendini onarma self-repairing n.
kendi kendini normal konuma getiren yataklı rot başlıkları rod ends with self-aligning bearings n.
kendi kendini düzeltme self diagnostic n.
kendi kendini doğrultma self-rectifying n.
kendi kendini dizinleme self-indexing n.
kendi kendini uyarma self-excitation n.
kendi kendini kapatan kafa-içi anörizma kıskaç self-closing intracranial aneurysm clip n.
kendi kendini düzenleyen sistem self-regulating system n.
kendi kendini onarma deneyi self-healing test n.
kendi kendini ayarlama self-adjustment n.
kendi kendini onaran dedektör tipi autocoherer n.
kendi kendini harekete geçiren şey self-starter n.
kendi kendini düzenleyen geri bildirim mekanizması servomechanism n.
kendi kendini normal konuma getiren self-aligning adj.
kendi kendini kilitleyen self-locking adj.
kendi kendini yağlayan self-lubricating adj.
kendi kendini soğutan self-cooling adj.
kendi kendini kilitleyebilen self-locking adj.
kendi kendini besleyen self-feeding adj.
kendi kendini düzelten self-corrective adj.
kendi kendini ayarlayan self-adjusting adj.
kendi kendini ayakta tutabilen self-supporting adj.
kendi kendini dengeleyen self-balancing adj.
kendi kendini onaran self-healing adj.
Computer
kendi kendini doğrulama self-authentication n.
kendi kendini düzenleyen ağ self-organizing network n.
bilgisayar ağlarına yayılmak yerine yerel bilgisayarda kalıp kendi kendini kopyalayan program wabbit n.
Telecom
kendi kendini yeniden başlatan döngü self-resetting loop n.
Automotive
kendi kendini test adaptör kiti self test adaptor kit n.
kendi kendini test sistemi self test system n.
kendi kendini test işlemi self test procedure n.
kendi kendini test girişi self-test input n.
kendi kendini test adaptör kiti self-test adaptor kit n.
kendi kendini test yeteneği self test capability n.
kendi kendini test adaptörü self-test adaptor n.
kendi kendini test çıkışı self test output n.
kendi kendini test konektörü self-test connector n.
kendi kendini temizleme self cleaning n.
kendi kendini test değeri self test automatic readout n.
kendi kendini test bağlantısı self test connection n.
kendi kendini idare eden operasyon autonomation n.
kendi kendini ayarlayan self adjusting n.
kendi kendini test yeteneği self-test capability n.
kendi kendini test sistemi self-test system n.
kendi kendini test konektörü self test connector n.
kendi kendini test işlemi self-test procedure n.
kendi kendini test değeri self-test automatic readout n.
kendi kendini test çıkışı self-test output n.
kendi kendini ayarlayan self-adjusting n.
kendi kendini test modu self-test mode n.
kendi kendini test bağlantısı self-test connection n.
kendi kendini testin izlenmesi self test monitoring n.
kendi kendini testin izlenmesi self-test monitoring n.
kendi kendini test modu self test mode n.
kendi kendini test adaptörü self test adaptor n.
kendi kendini test self-test n.
kendi kendini test girişi self test input n.
Marine
kendi kendini arıtma kapasitesi self-purification capacity n.
(teknelerde kullanılan kendi kendini boşaltabilen) soğutucu dolap self draining cooler n.
Medical
(ingiliz sağlık sisteminde) kendi kendini yöneten (bir grup) hastane trust n.
hastanın kendi kendini test etmesi patient self-testing n.
kendi kendini teşhis etme autodiagnosis n.
kendi kendini zehirleme autotoxemia n.
kendi kendini sınırlayan lenfadenopati self limited lymphadenopathy n.
kendi kendini tedavi etme self-medicating n.
kendi kendini zehirleme autotoxaemia n.
kendi kendini tedavi etme self-medication n.
kendi kendini ameliyat etme autotomy n.
kendi kendini zehirleme self-poisoning n.
kendi kendini tedavi etme self-treatment n.
kendi kendini ameliyat etmek autotomize v.
kendi kendini sınırlayan self-limiting adj.
kendi kendini tüketen autophagous adj.
kendi kendini yiyen autophagous adj.
kendi kendini yiyen self–devouring adj.
Psychology
kendi kendini motive etme self-motivation n.
kendi kendini motive etme self motivation n.
kendi kendini taklit selfkendi imitation n.
kişinin kendi kendini tahrik etmesi autoeroticism n.
kendi kendini analiz auto-analysis n.
kendi kendini hipnoz etme süreci autohypnotism n.
kendi kendini beğenme autophilia n.
Physiology
bazı hücrelerde yıkıcı enzimlerin kendi kendini yok etme süreci apoptosis n.
bazı hücrelerde yıkıcı enzimlerin kendi kendini yok etme süreci programmed cell death n.
Physics
sabit hızda yayılım yaparken şeklini koruyarak kendi kendini güçlendiren tekil dalga soliton wave n.
Biology
kendi kendini üretim self-replicating n.
kendi kendini üretim self-replication n.
dokunun kendi kendini sindirmesi autodigestion n.
dokunun kendi kendini sindirmesi autolysis n.
hücrenin kendi enzimlerinin hareketi yoluyla kendini sindirme süreci autophagy n.
kendi kendini tozlaştıran bitki inbreeder n.
kendi kendini yenileyen self-replicating adj.
Biochemistry
(doku) kendi kendini sindirmek autolyze v.
kendi kendini sindiren autolytic adj.
kendi kendini sindirmeyle ilgili autolytic adj.
Astronomy
evrenin sonsuz kez kendi kendini tekrarladığını öne süren bir kozmolojik model oscillating universe n.
evrenin sonsuz kez kendi kendini tekrarladığını öne süren bir kozmolojik model oscillating universe theory n.
yıldız sistemlerinde bulunan hammaddeleri kullanarak galaksiyi keşfetmek üzere tasarlanmış, kendi kendini kopyalayabilen varsayımsal uzay aracı von neumann probe n.
Zoology
kendi kendini parçalama (kertelenkele kuyruğunu koparması gibi) autotomy n.
Botanic
kendi kendini tozlayan self-pollinated n.
kendi kendini döllemenin önlenmesi hercogamy n.
Social Sciences
sınırlı ebeveyn müdahalesiyle kendi kendini idare etmesine izin verilen çocuklar free-range kids n.
Education
kendi kendini kaynak gösterme kıstası/ölçütü self-reference criterion n.
Philosophy
kendi kendini oluşturma self-creation n.
kendi kendini oluşturma auto-creation n.
kendi kendini yaratma auto-creation n.
kendi kendini yaratma autopoiesis n.
kendi kendini yaratma self-creation n.
kendi kendini oluşturma autopoiesis n.
bir eserin kendi kendini doğruladığını savunan görüş autotelism n.
karakterini geliştirmek için sezgi ve kendi kendini eğitmeye dayanan bir yaşam şekli biosophy n.
Geography
venezuela'nın kuzeybatı kıyılarında bulunup kendi kendini yöneten hollanda'ya bağlı ada aruba n.
Military
kendi kendini koruma sistemi self-protection system n.
kendi kendini düzeltme eğitim sistemi self-correcting training system n.
kendi kendini imha etmeyip nükleer veya kimyasal olmayan kara mayınları conventional mines n.
Sport
kendi kendini durdurma (dağcılık) self-arrest n.
Engineering
kendi kendini düzenleyen sistemlerin süreç kontrolü için incelenmesi autonomics n.
kendi kendini imha etmek autodestruct v.
kendi kendini yok etmek autodestruct v.
kendi kendini imha edebilen autodestruct adj.
kendi kendini yok edebilen autodestruct adj.
kendi kendini imha edebilen autodestructive adj.
kendi kendini yok edebilen autodestructive adj.
Slang
başkalarıyla kendi çıkarları için ilişki kurmak/kendini pazarlamak konusunda başarılı kimse schmoozer n.